Bulunduğum her ortamda söylemekten gurur duyduğum bir şey var. Ben Mersinliyim ve yeşil ile mavinin buluştuğu bu eşsiz şehirde doğmanın haklı gururunu yaşıyorum.
Sizlere Türkiye’deki şehirleri sayarsam pek çok büyük şehrimiz için aklınızda bir kimlik belirecektir. Biraz örnek vererek açmak isterim. Örneğin; İstanbul için Türkiye’nin merkezi, Ankara için başkent, Antalya için turizm, Adana için gastronomi aklınıza hızlıca gelecektir. Mersin denildiği için ise belirgin bir kelime ya da kelime grubu zihinlere yerleşebilmiş değil. Bir Mersinli olarak, ata toprağımın pozitif konularda daha bilinir olması için canla başla çalışıyorum.
Şimdi elimizde var bunlara bakalım isterim. Eşsiz bir doğamız, denizimiz ve bereketli topraklarımız var. Dolayısıyla turizm ve tarımda büyük bir potansiyel karşımıza çıkıyor. Pandemi sürecinde turizmde yaşanan düşüşün ülkemizi nasıl etkileyebileceğini öngörebilmiş olduk. Turizmde ülkemize seviye atlatmanın yolu ise Antalya kadar güçlü bir şehir daha kazanmaktan geçiyor.
Bulunduğum her ortamda da belirttiğim üzere, tarım geleceğin en önemli konuları arasında yer alacak. Tarımı sadece gıda olarak düşünmeyelim. Günümüzde ülkelerin kendi kendine yetebilmesi dış politikaları şekillendiren temel unsur olarak karşımıza çıkıyor. Mersin’de ise tarım potansiyeli fazlasıyla mevcut durumda.
Hayatınızın herhangi bir döneminde yolunuz Mersin’e düştü mü bilemiyorum ancak sadece gastronomi için bile Mersin seyahat listenizde yer alması gereken bir şehir. Ana yemeklerinden tatlılarına kadar müthiş bir yerel mutfağa sahibiz.
Sanayiye geldiğimizde ise liman ve serbest bölge şehrimizi öne çıkaran unsurlar. Doğru adımlar atıldığında bölgemize sanayi odaklı oluşumların daha çok gelmek isteyeceği aşikar. Turizm, tarım ve sanayi eşzamanlı olarak birbirlerini geriye çeken unsurlar değiller. Turizme alan kazandırmak için tarımdan vazgeçmemiz gerekmiyor, sanayi merkezlerini iyi konumlandırarak turizme olumsuz etki oluşturmayabiliriz. Akıllıca yapıldığında her üç konu başlığını da eşzamanlı geliştirmek, verimini artırmak mümkün.
Mersin’i analiz ettiğimizde kıymetli unsurların hepsinden biraz olduğunu ancak parçaların bir bütüne dönüşmediğini görüyoruz. Bu noktada görev ise şehir kimliğini mesele edinmiş, uzun dönemli planlar ortaya koyacak yerel yöneticilere düşüyor. Mersin yatırıma değecek geri dönüşünü ülkemize fazlasıyla kazandıracak bir şehir. Bir Mersinli olarak ata toprağım için elimden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumu da belirtmek isterim.
